Hava Kararınca: Ozan Tekin

İkonik mumların aydınlattığı Hava Kararınca sahnesi, bu çarşamba Ozan Tekin’in Türkiye’deki ilk solo piyano performansına ev sahipliği yapıyor.

Katılımın ücretsiz olduğu etkinlik için kayıt gerekmemektedir.

Ozan Tekin hakkında;

Köln’de yerleşik Türkiye doğumlu besteci ve  prodüktör Ozan Tekin solo çalışmalarını kendi adıyla ve Seyrek Rıfat mahlasıyla yayınlıyor. Sanatçı, solo projelerinin yanı sıra Türkiye ve Almanya’da tiyatro, film ve televizyon prodüksiyonları için besteci ve ses tasarımcısı olarak çalışıyor ve aynı zamanda Düsseldorf’ta yerleşik Alman besteci ve piyanist Volker Bertelmann (Hauschka)’nın film müziği prodüksiyonlarında asistanlık yapıyor.

Adana’da doğan Tekin piyano çalmaya beş yaşında başladı. Müzikle erken yaşta tanışması onu hem hayatı boyunca sese ve duymaya  aşırı duyarlı hale getirdi hem de profesyonel müzik kariyerindeki yolculuğun başlangıcı oldu. Çağdaş klasik piyano kompozisyonlarının içinde bulunduğu, üç bölümden oluşan “Anarya” albümünü Mayıs 2022 tarihinde yayınladı. Parçaları BBC6, KEXP gibi dünyaca ünlü radyolarda çalındı. Tekin’in ambient ve deneysel kompozisyonlarından oluşan ilk albümü “Pillars of Salt”, Ekim 2019’da Köln menşeili plak şirketi NOORDEN etiketiyle yayınlanmıştı.

Gazhane’de gerçekleşecek olan Türkiye’deki ilk “Solo Piano” performansında Tekin son albümü Anarya’dan parçalar seslendirecek. “Geri geri hareket etmek” anlamına gelen anarya gitmek, Tekin’in memleketi Adana’ya özgü yerel bir deyim. “Anarya” ise Tekin’in son yerleştiği şehir Köln’den İstanbul’dan geçerek doğduğu şehre doğru geri göçme denemesinin mecazi ifadesi. Albümdeki her bir parça, Tekin’in bu üç şehirdeki anılarını yankılayan birer ses hikâyesi. “Anarya”, Tekin ve duvar piyanosunun karşılıklı birbirini akort ettiği bir sürecin ürünü. Almanca’da stimmung diye ifade edilen nev’i şahsına münhasır hadisenin sanatsal bir temsili; kişisel ve enstrümental ifadelerin dışa vurduğu gam, duygulanım ve atmosferlerden mürekkep bir müzik şeridi.

Akılda kalıcı melodilerin, aksak geçişlerin eşlik ettiği sürükleyici melankolik arpejlerin, 80’lere özgü kasvetli synth’lerin ve oda tonlarının atmosferini oluşturduğu Anarya’da Tekin neoklasik, caz ve ambient müzik üzerine oluşturduğu projeksiyonlarını kendine has bir üslupla hayata geçiriyor. Tekin’in aralıksız dönüşümden geçen müziği, dinleyicisine kendisini keşfetmesi ve deneyimlemesi için bir çağrı niteliği taşıyor. Tekin farklı projelerinde “farklı dillerde” konuşan müziğinin nedenini, keşfetme, uyarlama ve dönüştürme pratiğine duyduğu inanç ile tanımlarken bu durum, sanatçının müziğinin sürekli değişmesine, gelişmesine ve tek bir türde kök salmamasına yol açıyor. “Anarya”da ise bu inancını eski bir piyano ile girdiği derin sohbetten yayılan sürükleyici samimiyet ile dile getiriyor.